“Benim bir derdim var”

Geçen yazımda, “Burdur ranta müsait bir şehir” başlıklı bir yazı yazarak Burdur’un ekonomik anlamda ne kadar ranta müsait olduğundan bahsettim.Bu yazımda ise, “Benim bir derdim” olduğunu aslında bu derdimin Burdur’un gelişimiyle ilgili aynı doğrultuda olduğunu söylemek istiyorum.

İlk öncelikle benim derdimin ne olduğunu en başta söyleyeyim.Benim derdim Burdur’un hak ettiği yerde olmaması. Nedir bu hak ettiği yer dersek? Burdur, tarihsel anlamda önemli bir şehir ki bunun farkında değiliz ya da şu ana kadar bunu bilmiyoruz. Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlerdeki yaşayanlar insanlar, Burdur’u tanımıyor diye hep yakınırız.Aslında Burdur’u gerçekten tanıyanlar sınırların ötesinde.Biz kentimizi tanımıyoruz ve tanımakta istemiyoruz.Size şunu sormak istiyorum.Hangi şehirde bu kadar çok, antik kent, höyük, arkeolojik sit alanları ve Doğal sit alanları var? Kaç şehirde arkeoloji müzesi var? Kaç şehir bu kadar eski bir yerleşime sahip? Kaç şehir farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış? Kaç şehirde bu kadar doğal güzellik ve bakir alanlara sahip? Kaç şehirde bu kadar yeraltı zenginlikleri var? Ben uzman değilim ama bu kadar yeraltı zenginliğinin bir arada ya da bir şehir de olması o yerin çok eski yerleşime sahip olduğuna söylemek yanlış olmaz.Burdur’da aslında bir tarih yatıyor, ama biz bunun farkında değiliz.Bazı antik kentlerimizin kazıları daha devam ediyor.Belki bu kazılardan tarihi öğreneceğiz. Belki bildiğimiz şeylerin aslında bilmediğimiz şeyler olduğunu öğreneceğiz.Araştırma tekniklerine göre yeni bir tez ortaya çıkasıya kadar en son tez kabul edilir.
Derdime dönecek olursak, bu kadar önemli tarihe sahip bir kentin tanınmaması ve turizme kazandırılmaması çok üzücü.Ben duruma dertliyim.Bu durum sadece benim derdim değil,tüm Burdur’da yaşayanların derdi olmalı.Bu durumu, sadece ben değil tüm Burdurlular dert etmeli.Bu derdi hep beraber paylaşmalıyız.Bu derdi nüfus cüzdanında doğum yeri Burdur, kütüğü Burdur yazan ve bu kentte yaşamını sürdüren herkesin bu şehre vefa borcu olduğunu bilmeli.

Bu yazıyı okuyanlardan bazıları şunu düşünecek, “Ya arkadaş bak çalışıyorsun, kendi işini yapıyorsun, sen niye dert ediyorsun, yazıyorsun ama boşa yazıyorsun, bu Burdur’dan hiçbir şey olmaz, Antalya dibimizde, turizm orda, tarih orda, kültür orda” diyenler illaki olacaktır. Zaten bu laflar yüzünden hak ettiğimiz yerde değiliz. Burdur’da bir kısım çok rahat,bir kısım için çok zorluklar içinde yaşıyor. Orta kesim şuan yok.Türkiye’nin genelindeki gibi.Bunun içinde Burdur’un çıkışı, çok rahat kesimle, çok zor durumda olan kesimi arasındaki farkı azaltmalıyız.

Son olarak şunu söylemek istiyorum. Ne demişler “Derdini söylemeyen dermanını bulamaz.” Ben derdimi söyledim dermanını bulmakta siyasetçilere, bürokratlara, bilim insanlarına,yerel yönetimlere,sivil toplum kuruluşlarına ve Burdur halkına düşüyor.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere…

MEHMET CAN DOĞAN

twitter/mehmetcan15