Bu yazımda son yıllarda görülme sıklığı artan ve nasıl mücadele edileceği az bilinen ya da ebeveynleri paniğe sürükleyen bir hastalıktan bahsedeceğim. Genellikle el-ayak hastalığı olarak bilinir fakat ağızda aft oluşumu da eşlik ettiği için el-ayak ve ağız hastalığı olarak adlandırılabilir. Her mevsim gözlemlenebilen bu rahatsızlık kış aylarında daha çok karşımıza çıkıyor. Bunun temel nedeni, problemin viral kaynaklı olması yani has-talığı virüslerin başlatmasıdır. Bu hastalık bulaşıcıdır. 10 yaş altı çocuklar ve bebekler bu hastalığa daha çok yakalanır. Ağızda yara, eller ve kollarda iltihaplı deri döküntüleri, genital bölgelerde ve omuzlarda kaşıntı, ayak altında kahverengiye çalan benekler en belirgin göstergelerdir. Bazı hastalarda yüksek ateş ve öksürük de gözlemlenebilir. Genellikle oluşan izler kalıcı değildir. Başarılı tedavi ve hasta bakımı sonrası izler tamamen yok olacaktır. Ebeveynler ateş, öksürük gibi ciddi belirtiler gördükle-rinde panik yapabilirler ve başka hastalıklarla karıştırabilirler. Mukus, salya, dışkı ve genel eşya kullanımıyla bulaşabilen bu rahatsızlık çocuk bireylerin konforunu olumsuz yönde etkiler. Bu süreç boyunca çocukta huzursuzluk ve keyifsizlik baş gösterebilir ve iştahsızlık meydana gelebi- lir. Ağıada yara oluşumu sebebiyle besin alımı da zorlaşabilir. Dolayısıyla iyileşme süreci sekteye uğrayabilir. Bu yüzden beslenmeyi desteklemek amacıyla sıvı gıdalar tüketmenizi tavsiye edebilirim. Çorba, yoğurt, pelte, muhallebi, karadut şurubu gibi içeriği zengin ve kolay tüketilen gıdalar bu konuda tercihiniz olabilir.
Her hastalıkta olduğu gibi el-ayak ve ağız hastalığında bakım çok önemlidir. Tespit edildiği andan itibaren 3 gün ila 2 hafta arasında devam edebilir. Genellikle kendiliğinden iyileşen ve ilaç kullanımı gerektirmese de ateş ile seyredebileceğinden ateş düşürücü ilaçlar eczacı veya hekim tavsiyesi ile kullanılabilir. Rahatsızlığın sebebi bakteri kaynaklı değildir, virüs kaynaklıdır. Dolayısıyla antibiyotik kullanımı gerekmez. Hastalıktan korunmak tedavi sürecinin en başarılı aşamasıdır. Bu yüzden;
• Hastalık şüphesi olan veya hastalığı yeni atlatmış kişilerle, genellikle çocuk bireylerde gözlemlendiği için, hasta çocukların oyuncak, kırtasiye malzemeleri ve kıyafetleri ile temastan kaçınılmalıdır.
• Çocukların el ayak temizliklerini düzgün yaptığından emin olmalıyız.
• Özellikle tabak, çanak, çatal, bıçak gibi beslenmeyle alakalı ev eş-yalarının temizliklerine özen gösterilmelidir.
• Ateş düşürücü, ağrı kesici veya aft ilaçları kullanımı gerekebilir. Bu i- laçların tavsiyesi ve kullanımı için mutlaka eczacınıza veya hekiminize danışınız.
Çocuk hastalıklarında bulaşma hızlı ve kolaydır, fakat tedavi süreci ol-dukça zordur. Bu yüzden yapacağımız en mantıklı davranış onların çocukluklarını kısıtlamak değil, onlara doğru anda koruyucu olabilmektir.
Sağlıklı günler dilerim…
