Ercan Akın Son Noktayı Koydu | Burdurweb, Burdur Haber, Güncel Burdur HaberleriBurdurweb, Burdur Haber, Güncel Burdur Haberleri Ercan Akın Son Noktayı Koydu | Burdurweb, Burdur Haber, Güncel Burdur HaberleriBurdurweb, Burdur Haber, Güncel Burdur Haberleri
hava 16° Çoğunlukla Bulutlu
DOLAR 32,3537 %% 0.31
EURO 35,1307 %% -0.02
GRAM ALTIN 2.303,33 %% 1,13
ÇEYREK A. 3.765,94 %% 1,13
BITCOIN 2.292.340 %2.212
SON DAKİKA

Ercan Akın Son Noktayı Koydu

Son Güncelleme :

01 Ekim 2014 - 11:21

Ercan Akın Son Noktayı Koydu

Hayırsever İş Adamı Ercan Akın son günlerde Burdur gündeminde epeyce konuşulan isim oldu. İş adamı Ercan Akın hakkında çıkan haber ve iddialara ilişkin bugün basın toplantısı düzenledi.

 

Aytaş Akın Mermer Fabrikası’nda düzenlenen basın toplantısına İş adamı Ercan Akın, 1. Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Feyzi Oktay, Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ömer Çeliker, iş adamları ve basın mensupları katıldı. Kahvaltının ardından başlayan basın toplantısında Ercan Akın öz geçmişi ve son günlerde çıkan haber ve iddiaları açıklık getirmek üzere konuşma yaptı.
 
ERCAN AKIN FEN LİSESİ İLE İLGİLİ DURUMU
 
Ercan Akın, kendisinin yaptırdığı ve Milli Eğitime hibe ettiği ve kendisinin ismini taşıyan Ercan Akın Fen Lisesi’nin yapım aşamalarını bir bir anlattı.
 
Ercan Akın: ”1980’li yıllarda öğretmenlik yaparken televizyonlarda iş adamlarının yaptırmış olduğu okulların açılış törenlerini hayranlıkla izliyordum. Bu duruma gıpta ediyordum.Diyordum ki inşallah bir gün ben de bu duygu ve düşünceleri, ruh halini yaşarım diye dua ediyordum. Hem dünya hem ahiret için yatırım yapmanın hazzını yaşamak istiyordum. İlimiz için en büyük eksiklik Fen Lisesi idi. Çocuklarımda bu eksikliği çok yaşadım. Daha sonra başta sayın milletvekilimiz Bayram Özçelik ve dönemin ilgili kurumları olmak üzere bakanlıktan uğraşarak Fen Lisesi iznini kopardık. Ben yaptıracağım dedim. Çünkü en büyük hayalimdi. O zamanlar maddi durumum çok müsait değildi. Ama gerekirse Fen Lisesi için tekstil fabrikasını satarım diye hesap yaptım. Sayın Başbakan, Bakan, Vali ve Belediye Başkanı dâhil protokol yaptık. Fen Lisesi dışında başka amaç için kullanılamaz şartı koyduk. Allah nasip etti 2011 yılı yazında temel atma töreni ile inşaata başlayarak 2012 yazında 11 ayda okulumuzu teslim ettik. Hiçbir harcamadan kaçınmadan saray gibi okul yaptım. Şimdi çok merak edilen rakamları veriyorum. Okulun maliyeti 4.086.445,60TL (dört milyon seksen altı bin dört yüz kırk beş nokta altmış TL), vergi avantajı ise 193.933,01TL (yüz doksan üç bin dokuz yüz otuz üç nokta bir TL)’dir. Ben bu rakamları yapılan hayra helal gelmemesi için açıklamıyordum. Çünkü peygamberimiz diyor ki; bir elin yaptığı hayrı öbür elin bilmeyecek. Şu an mecbur bırakıldığım için açıklıyorum. Aynı zamanda Ercan Akın Fen Lisesini yaptırdığım yıllarda da şirket olarak hem vergi rekortmeni hem de ihracat rekortmeniydim. Eğer ben eğitim gönüllüsü olmasaydım 193.933,01TL (yüz doksan üç bin dokuz yüz otuz üç nokta bir TL) vergi avantajı için 4.086.445,60TL (dört milyon seksen altı bin dört yüz kırk beş nokta altmış TL) maliyetli bir okul yaptırır mıydım? Üstelik bu kadar zorlukla kazanılmış bir servet söz konusu iken. Halk arasında okul yaptırma ile vergi avantajı konusunda gerçek durumla uzaktan yakından alakası olmayan bir düşünce var. Hangi yeminli mali müşavire sorulursa bunun yanlış bir düşünce olduğunu söyleyecektir. Para şirkette olduğu için her şeyin nizama uygun olması adına okul için yapılan tüm masraflar şirketimize fatura edilmiştir. Ayrıntıya girilecek olursa, normalde okula değil de şirketimize 4.086.445,60TL (dört milyon seksen altı bin dört yüz kırk beş nokta altmış TL) yatırım yapmış olsaydık 817.289,12TL (sekiz yüz on yedi bin iki yüz seksen dokuz nokta on iki TL) vergi avantajımız olacaktı. Ancak okulu hibe ettiğimizden dolayı devlet 623.356,11TL (altı yüz yirmi üç bin üç yüz elli altı nokta on bir TL) KDV’yi indirim konusu yaptırmıyor. Dolayısıyla 817.289,12TL (sekiz yüz on yedi bin iki yüz seksen dokuz nokta on iki TL) eksi 623.356,11TL (altı yüz yirmi üç bin üç yüz elli altı nokta on bir TL) eşittir 193.933,01TL (yüz doksan üç bin dokuz yüz otuz üç nokta bir TL) vergi avantajımız, 623.356,11TL (altı yüz yirmi üç bin üç yüz elli altı nokta on bir TL) dezavantajımız vardır. Eğitime katkıda %100 vergi avantajı bu şekilde hesaplanmaktadır. Bu da halkımız tarafından çok yanlış anlaşılmaktadır” dedi.
 
SOSYAL BİLİMLER LİSESİ’NİN TAŞINMASI KONUSU
 
Ercan Akın: ”Geçen eğitim-öğretim yılından beri bu konu sorun oldu. Ancak okulumuzun öğretmenleri, velileri ve öğrencileri kesinlikle bu işe rıza göstermediler. Hatta okulu ikiye bölüp, Sosyal Bilimler Lisesini yaptırdığım okula temelli taşıyıp eşimin adını vermeyi bile düşünmüştüm. Bu durumun durdurulması için telefonum susmuyordu ve fabrikama her gün veliler geliyordu. Çünkü protokolde Fen Lisesi amacı dışında kullanılamaz şartı olduğu için protokole uyulmasını talep etmemi umarak bana geliyorlardı.Sıkışıklıktan dolayı sıkıntı olacağı ve başarının düşeceği endişesi vardı.Çoğu öğrenci velisi kaydımızı alırız dedi ve öğrencilerin başarısı istediğimiz şekilde olmayacaktı.Bu baskılar neticesinde Sosyal Bilimler Lisesi inşaatının bitirilip her iki okulun öğrencilerinin sağlıklı bir eğitim-öğretim dönemine başlamalarından başka çare yoktu. 2014-2015 eğitim öğretim yılı okulların başlamasına 15-20 gün kala bizzat ben de ilgilenerek, takip ederek Sosyal Bilimler Lisesinin bitirilmesini sağladık. Hatta bitmeyecek durumda olsaydı, ek bir protokol ile inşaat bitene kadar 1-2 aylığına taşınmaları konusunu Milli Eğitim Müdürü ile konuşmuştuk. Bu durumu bilmeyenler maalesef beni haksız bir şekilde suçladılar. Bütün çocuklar bizim evlatlarımız ve geleceğimiz. Hiçbir ayrım yapma lüksümüz olamaz. Bu düşünceye sahip olmasaydım, Ercan Akın Fen Lisesini ikiye bölme fikrim olmazdı” dedi.
 
”BURDUR’U TERK ETMEYİ DÜŞÜNDÜM”
 
Amacım Burdur‘daki kısır döngüyü kırmaktır. Nitekim yavaş yavaş bunun gerçekleştiğini düşünüyorum.Hayırseverlere, yatırımcıya, sanayiciye ve esnafımıza destekolmamız ve teşvik edici olmamız gerekir. Yazık olur Burdur’a. Kalkınmanın yolunun eğitim ve sanayi olduğunu kabul etmeliyiz. Netice itibariyle çok üzüldüm. Hatta tüm mal varlığımı satıp Burdur’u terk etmeyi bile düşünmüştüm. Ancak kamuoyunun, başta Sayın Valimizin, Milletvekillerimizin, sivil toplum örgütlerinin, basının ve sağduyulu arkadaşların desteğini görünce bu fikrimden vazgeçtim. Sizlere ve desteğini esirgemeyen herkese teşekkür ederim. Biz yolumuza yılmadan devam edeceğiz. Ancak biraz düşünerek. Şevkimiz kırılmadı değil.Kimseye kötülük etmem, zarar vermem söz konusu olamaz ve olmamıştır. Benim yegane amacım Burdur milliyetçiliği adına, ilime faydalı olabilmek ve hayır duaları almaktır.
 
Ercan Akın Basın Mensuplarını Fabrikasında Gezdirdi
 
FABRİKA TURU
İş adamı Ercan Akın açıklamalarının ardından mermer fabrikasında basın mensuplarını gezdirdi.

 
İŞTE ERCAN AKIN’IN KENDİ KALEMİNDEN ÖZ GEÇMİŞİ
 
1981 yılından beri kendi iş hayatımı sürdürmekteyim. Yani 33 yıldır çalışmaktayım. Bu sürede dört ayrı sektörde faaliyet gösterdim. 1- Milli Eğitim sektöründe 8 yıl öğretmenlik, 2- Tarım ve hayvancılık sektöründe 15 yıl, 3- Tekstil sektöründe 12 yıl (yaklaşık 9-10 yıl ürettiğimi Avrupa’ya ihraç ettim), 4- Mermer sektöründe ise 11’inci yılımızı icra etmekteyiz. Bu sektörde 11 yıldır ihracat yapmaktayız.
 
Öğretmenlik mesleğimden sonraki ticari alandaki ilk işim olan yem, hububat ve gübre toptancılığına başlayışım çok manidardır. Düğünümüzdeki takılar, eşime nişanlı iken aldığım kolye ve evlenirken takılan yüzüğüm dâhil, satarak dükkân açtık. Sermayem o kadar az ki dükkânın badanasını ve yazıhanesini kendim yaptım. Badana yaparken eldiven kullanmadığım için parmaklarımı kireç yemiş ve parmaklarımdan birisinin neredeyse kemiği görünüyordu. Yine aynı şekilde Burdur’da ilk tekstil fabrikasını kurduğumda günlerce çocuklarımın yüzünü göremediğim oldu, çünkü fabrikadaki arızalardan veya benzeri sorunlardan dolayı sabaha karşı eve gidiyordum.
 
2003 yılında gazetede okuduğum bir haberden tekstil sektöründe 2005 yılında kotaların kalkacağını öğrenince daha önceden ilgi alanımda olan mermer sektörüne 2004 yılında ocak açarak başladım. Ocak çalışmalarını yürütürken mermer fabrikası inşaatına başladım. Bu arada günlük yaşantım şu şekilde yürüyordu; sabah tekstil fabrikası, öğleyin mermer fabrikası, öğleden sonra sefertasına işçiler için yemek koyup mermer ocağına gidiyordum. Gece 11 veya 12 gibi ocaktan çıkıp eve geliyordum. Fakat üzerim tozdan ve çamurdan görünmüyordu. Eşim kapıyı açtığında, kapının ışığı yandığında üzerimi silkeleyerek içeriye giriyordum. Bu durum cumartesi-pazar da dâhil 1,5 – 2 yıl devam etti. Çalışarak, azimle, sabırla, alın teriyle nasıl başarılıolunur bunu da ispat etmek istiyordum.
 
Gelelim maddi duruma; parmağındaki yüzüğü dahi satarak sermaye edinen bir kişide ne kadar sermaye gücü olur belli. Arkamda sermaye sahibi ana-baba yok, atadan dededen kalma satıverecek miras yok. 2004, 2005 ve 2006 yıllarında işlerim kötü gidiyor. Para sıkıntısı hat safhada. Sıkıntıdan zaman zaman burnum kanıyordu ve psikolojik sıkıntılar yaşıyordum. Fakat bu safhadan önce vermiş olduğum sözleri yerine getirmenin gururunu ve sevincini yaşıyordum. Bu sözüm neydi? Burdur’da kazandığımı Burdur’da yatırıma dönüştüreceğim sözünü defalarca vermiştim. Yaptırdığım minarelerin, katkıda bulunduğum hastane, okul, cami, çeşme, köylerde çeşitli inşaatlara yaptığımız hayırların sayısını bilmiyorum. Burdur milliyetçisi olmakla ve Burdur’da doğup Burdur’da doyan sanayici olmakla gurur duyuyorum. Bu mücadele ile devam ederken yavaş yavaş işlerimi yoluna sokmaya başladım. Ar-ge yaparak tekstil fabrikası, mermer fabrikası ve mermer ocağı dâhil üç işletmenin gücüne güç kattım. 2014 Eylül sonu itibariyle son 10 yılda Akın Mermer ve Aytaş Akın Mermer şirketlerimden toplam 94.503.661,79$ (doksan dört milyon beş yüz üç bin altı yüz altmış bir nokta yetmiş dokuz dolar) ihracat yaptım. Şu an ek tesisimizin faaliyete geçmesi halinde Türkiye’nin en kapasiteli bej üreten fabrikası konumuna ulaşacağız.

türk porno

----- REKLAM -----