22°
Burdur’un duayen Belediye Başkanlarından İsmail Aşcı Burdurweb Dergisi’ne konuk oldu. Kısıtlı imkanlar ile 90’lı yılların ve 2000’li yılların başında görev yapan Başkan Aşcı, Burdurweb Dergisi okurlarına söyleşide bulundu ve Gazeteci Özgür Doğan’ın sorularını yanıtladı.
Sayın Başkan kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
1953 yılında Burdur’un Tefenni İlçesi Beyköy’de doğdum.İlkokulu Beyköy’de ortaokulu Tefenni’de bitirdim.Daha sonra diş teknisyenlik kursuna gittim.O zamanlar diş teknisyenlik okulları falan da yoktu.Askerlik görevimi tamamladıktan sonra Antalya’da bir diş hekiminin yanında çalışmaya başladım.14 yıl boyunca diş hekimiyle beraber çalıştım.Daha sonra bir müddet serbest olarak çalıştım. İçimizdeki olan siyaset tohumundan kaynaklı da siyaset siyaset derken 26 Mart 1989 yılında Doğru Yol Partisi’nden Belediye Başkanı seçildim. Aralıksız tam yirmi yıl ve dört dönem Belediye Başkanlığı yaptım.Şuan Burdur’da dört döneme gidecekler var amadört dönem yapan tek Belediye Başkanı bendim.Bu bayrak şuan bende.Karamanlı Belediye Başkanı Durali Baykan da dört dönem yapmıştı.Ama üç dönem üst üste yapıp bir dönem kaybetmişti.Daha sonra tekrar kazanarak dördüncü dönemine geçmişti.Ben hiç ara vermeden bu görevi dört dönem boyunca devam ettirmiştim.
Sizin Belediye Başkanı döneminiz ve şu anki Belediyecilik hakkında düşünceniz nelerdir?
Belediyecilik zor bir şey.Hele benim Belediye Başkanlığı yaptığım dönemde , bir atasözü de vardır; “İğne ile kuyu kazıyor” diye..Dört ay boyunca ben hiç maaşımı alamadığım zamanlar olmuştu.İller Bankasından gelen parayla personelin maaşını öderdik.Araçların stop etmemesi için akaryakıtlarını doldururduk.Kaldı mı paramız?Tabi ki de kalmadı.Şimdiki gibi Belediyecilik yapamadık.Gönlümde ise bu AK Parti döneminde beşinci dönem Belediye Başkanlığı yapmak isterdim. Altıncı dönemi yap deseler gerçekten yapmak istemem. Çünkü imkanlar daha iyi.Daha iktidarı şartlar bulunmakta.Biz eski parayla 5 bin lira almak için, Milletvekillerin kapılarını aşındırırdık.O zaman çok zor şartlar altında Belediye Başkanlığı yaptık. Allah’a çok şükür İsmail Aşçı zamanında eserler bıraktı diyebileceğimiz işler bulunmakta. Ben Belediyeyi teslim aldığımda araç ve gereç diye bir şey yoktu.Şimdi Çavdir, Söğüt, Gölhisar ve Altınyayla Belediyelerine ve tüm belediyeler bakıyorum, bizim belediye Başkanlığı yaptığımız dönemde vilayette anca bir araç bulunurdu Eskiden bu araçlar yoktu.Bir greyder veya iş makinesi ihtiyacınız olduğunda ise, eski adıyla Köy Hizmetlerine rica minnet isterdik.Şimdi ise her belediye de tüm araçların hepsi de var.İş makinesi bir değil iki değil üç makine birden artık mevcut.Bunun içinde şu anki imkanların daha iyi olduğunu düşünüyorum.
Belediye Başkanlarını ve siyasetçileri sizi sorduğumuzda hepsi sizi ayrı bir yerde tutuyor.Bunun nedeni nedir?
Tüm Belediye Başkanlarının abisiyim. Yaşım 65 ve yaş olarak da en büyükleri de benim. Bir Belediye Başkanı başka bir Belediye Başkanı veya bir siyasetçi telefonda görüştüğünde, yanımda İsmail abi var deseler. Hemen İsmail Aşçı mı? Derler. Bende A partisinden olmuş B partisinden olmuş insan diye fanatik particilik yoktur.Ben insanlara insan olduğu için değer veriyorum.Belediye Başkanlarımızı bir etkinlik yapsın, düğün yapsın, festival yapsın organizatörlerden önce ben oradayım.Belediye Başkanlarımıza yardımcı olurum.Manevi olarak da onların yanında olmam lazım diye düşünüyorum.Burdur siyaseti, Denizli-Tavas, Antalya-Korkuteli tarafları ve bölgemiz siyaseti beni İsmail Aşçı olarak severler.Bu sevgiye layık olduysak Allah razı olsun.
Çavdır’da Türkmen ve Yörükleri ezgileri müzikleri konser alanındayız.Bu etkinlik hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Bu etkinliği yapan sayın Mustafa Uysal çok akıllı bir Belediye Başkanımız. Yapacağı işleri kendi kafasında organize eder, bana onay makamı gibi abi; “şöyle bir şey yapalım, yaparsak nasıl olur?” diye bana getirir.Bende eksik bir iş yapmayacağı için hemen onaylarım.Sanatçılar, bizim türkülerimiz diye kaset yapıyorlar. Çavdır’da bugün ise bunun tam tersi oldu. Bizim türkülerimiz ile bizim sanatçılarımız olacak.Tamamen organik.Sanatçılarımıza saygılarımız vardır ama, bilmediğimiz bir sanatçıya, 50 bin-100 bin lira para verip getirmek güzel bir şey ama, bizim değerlerimize de sahip çıkmak ondan daha güzel.Ben Mustafa uysal Başkana dedim ki; 1071 yılında Alparslan Cuma namazını Malazgirt Ovasında kılıyor ve beyaz bir atın üzerine çıkıyor; ve diyor “Dünyada anasını, babasını ve hanımını sevenler varsa geriye dönsün.Vatanını sevenler varsa benimle beraber devam etsin.” Arkaya bakmış geri dönen olmamış.Hepsi de onunla beraber gelmiş.Böylece Malazgirt zaferinin ilk adımı atılmış. 26 Ağustos tarihinde de bu etkinliği bu zamana denk getirdik.Bugünün ayrı bir önemi vardır.İnşallah düşündüğümüzden daha düzel oldu.
