Mecnun Giasar, sahne adıyla Majnoon, oldukça çok yönlü ve uluslararası alanda tanınan bir sanatçıdır. Performansları, sadece dansçılığının ötesinde, aynı zamanda koreograf, müzisyen, yönetmen ve kreatif direktör kimliklerini de yansıtır.
Performansının Temel Özellikleri:
Dans Dili: Hip-hop, çağdaş dans, sahne performansı ve geleneksel figürlerin harmanlanmasından oluşur. Koreografilerinde ani hareketler, derin vücut dili ve dramatik geçişler dikkat çeker. Müzikal ritimle mükemmel uyumu sayesinde, seyirciye sahnede adeta bir “hikaye” sunar. Dansı sadece fiziksel bir hareket olarak değil, bir anlatım dili olarak benimser.
Sahne Tarzı: Kostüm tercihleri ve dansın dramatik yapısıyla görsel bir sanat eseri sunma amacı taşır. Dansı bir duygu aktarımı aracı olarak kullanır.
Çok Yönlülük: Sadece dans etmekle kalmaz, aynı zamanda müzik prodüksiyonları ve video yönetmenliği gibi alanlarda da projeler yürütür. Sahne sanatlarını bir bütün olarak ele alır ve görsel-işitsel öğeleri birleştiren işler üretir.
Uluslararası Başarılar: Madonna (Celebration Turnesi), Rosalía (Motomami World Tour), BTS (Wembley Stadyumu Konseri) gibi dünya çapında ünlü isimlerle çalışmış, büyük sahnelerde performans sergilemiştir. 2024 Eurovision sahne tasarımlarında İtalya ve Yunanistan için görev almıştır. Ayrıca Jennifer Lopez ile ABD NBC dans şovu “World of Dance”da yardımcı jüri üyeliği yapmıştır.
Ödüller: 2023’te Grammy Ödülü kazanan ilk Türk koreograf unvanını almış, Almanya Hip-Hop Dans Şampiyonu (2007) ve Avrupa Dans Koreografi Ödülü (2020) gibi önemli ödüllere layık görülmüştür.
Sosyal Duyarlılık: Sanatını sadece estetik değil, aynı zamanda sosyal mesajlarla harmanlayan nadir figürlerdendir. LGBTQ+ topluluğunu destekleyen projelerde görev almış, sosyal farkındalık kampanyalarında dansı bir araç olarak kullanmıştır. 2019’da yönettiği “Yacht – The Boat of Life” belgeseliyle toplumsal sorumluluğunu da ortaya koymuştur.
Kökenlerine Bağlılık: Sosyal medya hesaplarında Türk bayrağı emojisi kullanması ve Türk geleneksel figürlerinden esinlenerek koreografiler oluşturmasıyla, yerli ve milli köklerini evrensel bir sahneye taşımayı başaran bir sanatçıdır. Kendini “dünyalı ama köklerinden kopmamış bir dansçı” olarak tanımlamaktadır.
Son olarak Fenerbahçe Beko’nun şampiyonluk kutlamalarında Hande Yener’in yanında sergilediği performansla Türkiye’de geniş kitleler tarafından tanınmıştır.
