153 Hak Sahibi bugün Bucak İlçesi Vali Recai Tosyalı Düğün Salonu’nda düzenlenen törende noter huzurunda konut belirleme kuralarını çektiler.
Törene başta Vali Şerif Yılmaz olmak üzere Bucak Kaymakamı ve Bucak Belediye Başkan Vekili Yalçın Sezgin, daire müdürleri, siyasi parti temsilcileri katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programın devamında Toplu Konut İdaresi tanıtım filmi gösterildi. Kura çekilişi öncesi Kaymakam, Başkan Vekili Sezgin ve Vali Yılmaz konuşma yaptılar. Konuşmaların ardından Bucak 3. Etap TOKİ konutları kurası çekilerek hak sahiplerinin daireleri belli oldu.
Ev sahibi olacak 153 Bucaklı vatandaşın mutluluklarına ortak olan Vali Yılmaz, çekecekleri kuraların hayırlı olmasını dileyerek, mutlu huzurlu bir şekilde oturmalarını diledi. Vali Yılmaz kura çekimi öncesi yaptığı konuşmasında; Bugün sizler açısından çok önemli heyecanlı bir gün. Bu duyguyu yaşayanlar çok iyi bilir, ben de ev sahibi olurken kura çekimiyle ev sahibi oldum. Kura çekiminde ben kendim bulunamamıştım, benim yerime abim katılmıştı. Bugün kuralarınızı kendi ellerinizle çekeceksiniz. Biz sadece isim olarak sizi buraya davet edeceğiz. Kendi ellerinizle kendi konutlarınızı belirlemiş olacaksınız. Öncelikle hepinize hayırlı olsun. Allah evi olmayanlara da nasip etsin. Bu dua sadece duada değil, çok şükür bakın biraz önce konuşmalarda da ifade edildi: 2005’ten bu tarafa Bucak ilçemizde Başbakanlık TOKİ tarafından yapılan konutlarımız hak sahiplerine verilmeye devam ediyor. Bugün üçüncü etabın inşaatı devam ediyor. Kuraları çekeceğiz. Yine aynı şekilde dördüncü etap talep toplama işlemleri devam ediyor. Demek ki burada talep, ihtiyaç var. Bu şu demek Bucak gelişiyor. Bucak’ın gelişmesi için bizler gece gündüz demeden arkadaşlarımızla beraber, biraz önce vekillerimizin de mesajlarında ifade edildi. Vekillerimiz ile beraber elimizden gelen gayreti gece gündüz gösteriyoruz. Hamdolsun geldiğimiz günden bugüne Bucak’taki gelişmeleri, Bucak’taki yapılan hizmetleri çok rahat bir şekilde bizler görüyoruz, sizler zaten içinde yaşıyorsunuz.
İl geneline baktığımızda aşağı yukarı TOKİ’nin tüm ilçelerimizde hizmeti var, eseri var. Bucak’taki bilgileri biraz önce arkadaşlarımız paylaştılar. İl Merkezi’nde 1008 konut, bir adet 500 kişilik öğrenci yurdu yapılıp teslim edilmiş. Bugün itibari ile Burdur’da daha önce afet konutları diye bildiğimiz vatandaşlarımızın yaşadığı konutlarda şu anda TOKİ idaresi ile hak sahibi vatandaşlarımız arasında görüşmeler devam ediyor. Kendi rızaları doğrultusunda inşallah kısa süre içerisinde inşaata başlayacağız. O depreme dayanıklı olmayan uygun şartlarda olmayan yerlerde yaşayan insanlarımızın sağlıklı bir şekilde konut ihtiyacını böylelikle karşılamış olacağız.
Yine aynı şekilde il merkezinde TOKİ çalışmaları devam edecek. Aslında bunun çok daha hızlı bir şekilde yapılması gerektiğini bugün sabah yaşadığımız bir olay da bize hatırlatıyor. Yazın olmuştu, bu sabah yine yangın oldu. Üç tane evimiz maalesef yangından zarar gördü. Geçen Karamanlı TOKİ kura çekimi töreninde yine aynı şekilde söylemiştim, baktığınız zaman Burdur Antalya yolundan Karamanlı yoluna gidişte Burdur’un geçişi, şehir içine girmeyen kavşaktan Fethiye Karamanlı istikametine giden birisi köyden mi geçiyorum diye soru soruyor dediğimizde, bundan rahatsız olanlar oldu. Bugün sabah maalesef uygun şartları olmayan sokağı dar giriş çıkışı zor olan ve yangına dayanıklı olmayan depreme dayanıklı olmayan o bölgede yangın çıktı. Üç evimiz kullanılmaz hale geldi. Eğer biz zamanında orada kentsel dönüşümü sağlamış olsaydık, bugün o üç evdeki yangın olmayacaktı. Ben bazı şeyleri hatırlatınca, bazıları rahatsız oluyor. Rahatsız olmaya gerek yok, bakın daha bir ay olmadı. Karamanlı’daki TOKİ dağıtım töreninde söylediğim sözün üzerinden bir ay geçmedi. Üç ev kullanılmaz hale geldi, o insanların hakkını bizim söylememiz lazım o insanların içinde bulunduğu şartları düzeltilmesi ile ilgili bir şeyler yapılması lazım. Bu kentsel dönüşümler, birilerine rantsal dönüşüm sağlamak için yapılmıyor bunu unutmayın. Orada bulunan hak sahiplerine onların hakları korunmak suretiyle, orada konut sahibi yapılacak. Medeni şekilde, iyi şartlarda yaşamlarını sürdürebilecekleri insan onuruna yakışır bir konut burada üretilip hak sahiplerine verilecek. Bunun çalışmasını yapıyoruz. Ama ne gariptir ki maalesef ilçelerde yakaladığımız başarıları, il merkezinde yakalayamadık. Ama inşallah onu da kısa süre içerisinde yakalarız diye ümit ediyorum. Çünkü bu yaşadıklarımızdan ders almamız gerekiyor. Tarihe takılmayacağız ama tarihteki yaşananlardan da ders alıp geleceğimizi şekillendirmemiz gerekiyor. Eğer bu şekilde devam ederse her yangında üç beş tane ev yanar, o insanlarımız mağdur olur. Korkmaya da devam eder. Onun için de eksikliklerimizi söylemek istiyorum.
Yine Karamanlı’da, Gölhisar’da yine aynı şekilde, Çavdır’da Tefenni’de yani bizim ihtiyaç olan yerlerin aşağı yukarı tamamında TOKİ konutları ile ilgili çalışmalar yapılmış devam edenler var. Talep olduğu sürece Başbakanlık TOKİ İdaremiz tarafından bu taleplerin karşılanması için Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla tüm Türkiye’de çalışmalar aralıksız bir şekilde devam ettiği gibi ilimizde de ilçelerimizde de devam edecek. Burada bugün hak sahibi olacak olan kura çekecek olan insanlarımız olduğu gibi bundan sonraki etaplarda inşallah hak sahibi olacak, vatandaşlarımız kalıcı konutlarına güzel konutlarına kavuşmuş olacaklar. Bizim hepimizin yaşadığı ve bildiği kültürümüzden gelen bir sözümüz olan dünyada mekan, ahirette iman. Cenabı hak bunların ikisinden de bizi ayırmasın diyoruz. Duamız hep bu.
Dünyada mekan sadece kaldığımız içinde oturduğumuz evimiz değildir. Dünyadaki mekan içinde bulunduğunuz mahalledir içinde bulunduğumuz şehirdir. İçinde yaşadığımız devlet toprağıdır. İçinde yaşadığımız dünyadır. Bunun içinde yaşadığımız toprağın özellikle son zamanlarda yoğun bir şekilde bu milletin buralardan sökülüp atılmasına, buralardan uzaklaştırılmasına buralarda rahat ve huzur içinde yaşamaması için gerek taşeronlar, gerek taşeron sahipleri tarafından yoğun bir şekilde ülkemize karşı saldırılar hala devam ediyor. Bucak’ta 15 Temmuz sonrası toplantılarda da çok defa söyledim. Bu saldırılar durmayacak. Bu ülkede bu devletin ilelebet payidar olabilmesi için güçlü olmamız gerekiyor. İlelebet bu topraklar üzerinde ezanların okunmasının devam edebilmesi için milletin güçlü olması gerekiyor. Bu ülkede bayrakların inmemesi için devletimizin, ordumuzun güçlü kuvvetli olması gerekiyor. İşte bunu hazmedemeyenler, bu gücün gerek ekonomik, gerek siyasi, gerekse ticari olarak bu gücümüzü hazmedemeyenler bize her türlü araçlarla enstrümanlarla saldırmaya, saldırıya devam ediyor. Nasıl 15 Temmuz’da bu milleti kendi içinden yetiştirdiği kendisinin evladı zannettiği insanlar tarafından vurdurdularsa, şehit ettirdilerse, bugün özellikle son zamanlarda artan bir şekilde Türkiye’ye yönelik saldırıları değişik terör örgütleri vasıtasıyla yapmaya çalışıyorlar.
Özellikle yıllarca 1984 yılından bugüne kadar Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizdeki masum insanları katleden, din kardeşlerimizi katleden bu hain PKK terör örgütü mensupları bugün Suriye’de isim değiştirmek suretiyle Türkiye’ye karşı yoğun bir şekilde terör faaliyetlerine sürdürmeye devam ediyor. Düne kadar hepimizin bildiği gibi Kuzey Irak bölgesinde üstlenen bu örgüt, yeni üst bölgesi oluşturmak suretiyle Suriye’nin batı bölgesindeki Afrin’de ve diğer bölgelerde de terör üssü oluşturmaya çalışıyor. Hepimizin gördüğü gibi eğer herhangi bir terör örgütü değil ise bu kadar sığınakları niye yaptılar. Eğer herhangi bir terör örgütü değil ise oradaki insanları o bölgeden niye uzaklaştırdılar. Bu terör örgütleri orada yaşayan insanları uzaklaştırmak suretiyle de o bölgeyi de üs haline getirip Türkiye’ye açık bir tehdit bölgesi oluşturulmaya çalışıldı. Bu gerek terör örgütünün kendisi gerekse bunu kullanan sahipleri tarafından oluşturuldu. İşte bugün ülkemize karşı yapılan bu saldırılara yerinde gerekli müdahaleyi yapmak için sınır ötesinde Afrin bölgesinde Zeytin Dalı Operasyonu başlatıldı. Bu operasyon başladığından itibaren içimizdeki hainler yine kendilerini belli ettiler. Terör örgütü sevenler terör örgütünün yandaşları dışarıda her bir terörist vurulduğu andan itibaren burada onların sözcülüğünü yapmaya çalışıyorlar.
Biz bu ülkede yaşayacaksak kardeşçe yaşayacaksak bu ülkenin birliğini beraberliğini hep beraber düşünmek zorundayız. Gerekli cezayı da vermek zorundayız. Onun içinde biz ülkemizin geleceği ile ilgili milletimizin geleceği ile ilgili nasıl hep beraber çalışıyorsak buna karşı gelenlere karşıda hep beraber bir arada olmamız gerekiyor. Bu terör örgütlerinin özellikle Doğu ve Güney doğuda yaşayan insanlarımıza karşı yıllarca yapmış olduğu zulüm ortada. Bizim devletimizin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan bütün etnik kökenler dahil olmak üzere Sayın Cumhurbaşkanımız her konuşmasında ifade ediyor hiçbir ayrım yok. Biz hepimiz bu ülkenin vatandaşı olarak birinci sınıf vatandaşız. Bu birinci sınıf vatandaş olmanın gereğini de hep beraber yapmak zorundayız. Buna karşı duran hainlik yapanlara da en ağır şekilde cezasının verilmesi gerekiyor. Çok şükür devletimizde bunu veriyor, vermeye devam edecek. İşte bu tüm olumsuz şartlara rağmen dünyanın dört bir tarafından yapılan saldırılara rağmen bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası için Afrin’e Zeytin Dalı operasyonuna giden ordumuz, askerimiz şehitler veriyor. Ben bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Bu topraklar için bizim bu evlerde bu konutlarda Bucak’ta Burdur’da rahat bir şekilde yaşamamız için canlarını veren tüm şehitlerimize minnet duygularımızı ifade ediyorum. Ailelerine sabırlar diliyorum. Gazilerimize acil şifalar diliyorum. Sağlık sıhhat içerisinde hayırlı ömür diliyorum. Bu duygularla özellikle hak sahibi olan kardeşlerimize konutların hayırlı olmasını diliyorum. Hepinize saygılar sunuyorum” dedi.
