Burdurlu Ünlüler Kimler? | Burdurweb, Burdur Haber, Güncel Burdur HaberleriBurdurweb, Burdur Haber, Güncel Burdur Haberleri Burdurlu Ünlüler Kimler? | Burdurweb, Burdur Haber, Güncel Burdur HaberleriBurdurweb, Burdur Haber, Güncel Burdur Haberleri
hava 16° Çoğunlukla Bulutlu
DOLAR 32,3466 %% 0.29
EURO 35,1311 %% -0.02
GRAM ALTIN 2.310,97 %% 1,47
ÇEYREK A. 3.778,44 %% 1,47
BITCOIN 2.297.148 %2.794
SON DAKİKA

Burdurlu Ünlüler Kimler?

Son Güncelleme :

07 Nisan 2013 - 22:32

Burdurlu Ünlüler Kimler?

Burdurlu ünlü isimleri sizler için derledik….

Fakir Baykurt

fakir baykurt

 

Fakir Baykurt (Asıl adı Tahir’dir) Burdur’un Yeşilova ilçesine bağlı Akçaköy’de doğdu, Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber şu sözleri ile 1929 yılında haziran ortası olduğu varsayılmaktadır; “1929 doğumlu olduğum doğru. Ay, gün bilinmiyordu. Anamla konuştuk. Köyde orak mevsimi. Tarlada sancılanıp eve gelmiş. Haziran ortasıdır…” Tahir Baykurt’un annesinin adı Elif ve babasının adı Veli’dir. Doğduğunda ona savaşlarda vurulup geri dönmeyen Amcasının adı olan Tahir adı verilir. Tahir 1936 yılında Akçaköy İlkokulu’na başlar ve iki yıl sonra babasını kaybeder. Babasının ölümünden sonra dayısı Osman Erdoğuş tarafından Balıkesir iline bağlı Burhaniye köyüne götürülür ve orada dayısının yanında dokumacılık yapmaya başlar. II. Dünya Savaşı’nın başlaması ile dayısı askere alınır ve Tahir Akçaköy’e dönerek okula devam etme imkânı bulur. 1942 yılında ağır bir sıtma geçirir bu dönem aynı zamanda şiir yazmaya başladığı dönemdir.

Mustafa Balbay

mustafa balbay

Mustafa Ali Balbay (d. 8 Ağustos 1960, Burdur), 24. Dönem İzmir 2 . Bölge milletvekili, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi, Cumhuriyet Gazetesi Yayın Kurulu üyesi, Cumhuriyet Gazetesi eski Ankara Temsilcisi, Cumhuriyet Gazetesi’nin başsayfasında Gündem adlı köşenin yazarı. Daha önce, gazetenin aynı sayfasının aynı yerinde, 24 Ocak 1993’te bombalı suikast sonucu öldürülen Uğur Mumcu’nun Gözlem başlıklı köşe yazıları yayımlanmaktaydı.

Mustafa Balbay 1960 yılında Burdur’un Yeşilova ilçesine bağlı Güney beldesinde doğdu. İlkokulu burada, ortaokul ve liseyi Aydın’ın Nazilli ilçesinde okudu. 1981 yılında Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni birincilikle bitirdi. Gazeteciliğe, 1980’de henüz öğrenciyken İzmir’in yerel yayın organı Gazete İzmir’de başladı. 1981’de Milliyet Gazetesi İzmir bürosunda ve daha sonra Cumhuriyet Gazetesi İzmir bürosunda muhabir olarak çalıştı. 1985’te Cumhuriyet Gazetesi İzmir Bürosu İstihbarat Şefi, 1989’da Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu Haber Müdürü, 1992’de Cumhuriyet Gazetesi İstanbul Haber Merkezi Müdürü oldu. Bir dönem Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde dersler veren Balbay, 2009 yılına kadar Avrasya TV (ART) adlı televizyon kanalında Pazar günleri saat 11.00 ve 12.00 arasında, Emin Çölaşan ile birlikte Ankara Rüzgarı adlı, haftanın olaylarının tartışıldığı bir program gerçekleştirmekteydi. 1993 yılında Cumhuriyet Gazetesi’nin Ankara Temsilcisi oldu. 12 Nisan 2010 tarihine dek sürdürdüğü bu görev, tutukluluk hali ileri sürülerek, kendisine danışılmadan ve haber verilmeden Utku Çakırözer’e devredildi[1]. Mustafa Balbay halen aynı gazetenin ilk sayfasında Gündem başlıklı köşenin yazarlığının yanı sıra Yayın Kurulu ve Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyeliğini sürdürmektedir. Gazeteci-köşe yazarı ve yönetici kimliğinin yanı sıra siyaset, güncel konular ve gezi içerikli yirmi altı kitabın[2] yazarı olan Mustafa Balbay, evli ve iki çocuk babasıdır. 12 Haziran 2011’de yapılan genel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nden İzmir 2 . Bölge milletvekili seçilmiştir.

Osman Sınav

osman sınav

Osman Sınav 1956 yılında Burdur’da doğdu. 1975 ve 1979 yılları arasında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde önce resim ve tekstil tasarımı, ardından sinema ve televizyon eğitimi aldı.

Kariyerine televizyon reklâmlarına metin yazma ve yönetmenlikle başlayan Osman Sınav 1984- 1987 yılları arasında 500’ü aşkın reklâm filminin yapımında görev aldı. Daha sonra görsel sanatlara duyduğu heyecan ve birikimini sinemaya taşımak istedi. Sinegraf isimli film yapım şirketini kurdu. 1987 de başladığı ve bugün de devam eden konulu film, televizyon filmleri ve drama yapımcılığı ve yönetmenliği çalışmaları onun bu tutkusunun ürünleridir.

Osman Sınav 1987’de başladığı sinema yolculuğunda televizyon için Bir muharririn ölümü, Yalancı şafak, Atlıkarınca, Hünkârın bir günü, Küçük dünya, Aşka kimse yok, Kapıları açmak ve Yalancı isimli filmleri, sinema için de Gerilla, Deli yürek bumerang cehennemi ve Paris Kiraz Operasyonu filmlerini çekti ve Türkiye’nin beyaz perdesine yeni zenginlikler kattı.

"UZUN HIKAYE"NIN CEKIMLERI BASLADI

1991’de televizyonlar için dizi film çalışmalarına yoğunlaştı. Usta bir yönetmen olarak kendini kabul ettiren sanatçı, içerisinde Süper baba, Deli yürek, Hayat bağları, Ekmek teknesi, Kurtlar vadisi ve halen yayında olan Sakarya Fırat gibi çok sevilen 15 dizi filminin yapımcısı ve yönetmeni oldu. Dizileri sadece Türkiye’ de değil dünyanın geniş bir coğrafyasında çok sayıda ülkenin televizyonunda ilgiyle karşılandı.

30 yılı aşkın bir süredir televizyon ve film dünyamıza unutulmaz eserler kazandıran Osman Sınav, Yönetmenler Derneği ile Sinema Eseri Meslek Sahipleri Birliği’nin üyesi, Sinema Filmleri Derneği’nin de yönetim kurulu üyesidir.

UZUN METRAJ FİLMLERİ (35mm)

Uzun Hikaye 2012 (12 Ekim 2012 itibari ile Sinem)
Pars:Kiraz Operasyonu 2007
Deli Yürek-Boomerang Cehennemi 2001
-39. Antalya Film Festivali
Gerilla 1995
-31. Antalya Film Festivali, 1996 Adana Altın Koza Film Festivali, 1996 ÇASOD.
Yalancı 1993
-30. Antalya Film Festivali, 1994 Adana Altın Koza Film Festivali, 1994 Altın Kelebek, 1994 Köln Film Festivali.
Süper Baba 1993
Kapıları Açmak 1992
-29. Antalya Film Festivali. Kültür Bakanlığı En İyi Yönetmen ve Yapımcı ödülü.
Aşka Kimse Yok 1991
Küçük Dünya 1990
-Yılın Kadın Oyuncusu Ödülü.
Hünkar ve Düş 1989
Atlı Karınca 1988
Yalancı Şafak 1988
Bir Muharririn Ölümü 1987

DİZİ FİLMLERİ

Sakarya Fırat 2009 (TRT 1′de Devam Etmekte)
Alayına İsyan 2009
Doludizgin Yıllar 2008
Pars Narkoterör 2007
Pusat 2006 (13 Bölüm)
Acı Hayat 2005-2006 (59 Bölüm)
Kapıları Açmak 2005
Kurtlar Vadisi 2002-2004 (55 Bölüm)
Ekmek Teknesi 2002-2004 (71 Bölüm)
Melek Hanım 2000
Hayat Bağları 1999
Deli Yürek 1998-2002 (113.Bölüm)
– Altın Kelebek En İyi Yönetmen, MGD En İyi Yönetmen Ödülleri,
Mavi Düşler 1998 (13 Bölüm)
Sıcak Saatler 1997-1998(23 Bölüm)
– MGD En İyi Dizi, En İyi Oyuncu Ödülü.
Melek Apartmanı 1997-1998(13 Bölüm)
Kralın Hayatı 1996-1997(6 Bölüm)
Süper Baba 1994-1996 (62 Bölüm)
– Altın Kelebek En İyi TV Dizisi, En İyi Yönetmen Ödülleri.
Yarına Gülümsemek 1991(12 Bölüm)

Ayrıca üç yüzün üzerinde reklam filmi bulunmaktadır.

taner barlasTaner Barlas

Taner Barlas (d. 1947, Burdur) Sinema ve Tiyatro sanatçısı, yönetmen, yazar.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve LCC Tiyatro Okulu mezunu olan sanatçı, ayrıca pandomim eğitimi aldı. Tiyatro ve pandomim eğitimini İngilterede ve Polonyada geliştirdi. Ulusal ve uluslararası çeşitli tiyatro ve pandomim festivallerine katıldı, oyunlar sergiledi. Çeşitli tiyatro ve pandomim oyunları yazdı, yönetti ve oynadı. 1984 yılında Taner Barlas Mim Tiyatro’yu kurdu. 5 yıl sanat yönetmenliğini yaptı. Halen İstanbul Belediyesi tiyatrolarında yönetmen ve oyuncu olarak çalışmaktadır.
sümer ezgüSümer Ezgü

Selanikli çerkez bir anneanne ile Burdurlu bir dedenin serüveniyle başlar Sümer Ezgü’nün öyküsü. Dede Adapazarı’nda askerlik yaptığı sırada tanışır annneanne ile. Evlenirler ve Burdur’a yerleşirler. Bu evlilikten Sümer Ezgü’yü hayata kazandıracak kadın yani anne gelir dünyaya. Tarbzonlu baba Burdur’da öğretmenlik yaptığı sırada tanışır anne ile…..Ve arkasından evlenirler. Bu evlilikten iki çocuk gelir dünyaya. Biri 1960’da doğan Sümer’dir yani türkülerimizi yeniden bir sevda haline getiren Sümer Ezgü…

Çocukluk dönemi Burdur’un bir bucak kasabasında geçer ancak, hemen arkasında onu başka diyarlar bekler ki, yine babasının görevi nedeniyle ailece Yunanistan Gümülcine’ye yerleşir. Bu yeni mekanı aynı zamanda onun müzikle dolu yeni bir hayata başlamasının da vesilesi olur. Mandolin, melodika ve nota dersleri alır. Sanata olan bu ilgi kendisini resimde de gösterir ve daha Gümülcine’de, ilkokullar arası düzenlenen bir resim yarışmasında birinci olur.

Babası çok iyi yağlı boya, karakalem ve suluboya resimler yapar. Aynı zamanda aile de bir çizer daha vardır ki, o da Milliyet Gazetesi çizerlerinden Sümer Ezgü’nün halasının oğlu olan Haslet Sayöz’dür. Buradan Sümer Ezgü’nün resimdeki başarısı ile ilgili aileden kalma bir yetenekten sözetmemek mümkün değil.

Bu sanatsal uğraşıları Türkiye’de de devam eder ve bağlama öğrenerek de özellikle müzik alanındaki gelişimini sürdürür. Yine bu dönemde halk oyunlarına başlar. Burdur’a yerleşmesi, onun bu defa da bir başka alanda, sporda uzun süreler uğraş vermesinin habercisi olur. Burdur Lisesi’nde ortaöğrenimini bitiren Sümer Ezgü, Burdur Spor’un futbol, voleybol ve basketbol takımlarında da bir süre oynar. Daha sonra Ankara 19 Mayıs Gençlik ve Spor Akademisi’nin Hentbol Bölümü’nden mezun olur ve bu dönemde İstanbul Vefa-Simtel Hentbol takımında oynar. Bu dönem aynı zamanda onun sporda da elde ettiği başarının kanıtıdır ki, takımıyla birlikte şampiyonluğu da tadar.

Aynı yıllarda halk oyunları ile birçok ulusal ve uluslararası festivallere katılır. Bu sayede Anadolu ve dünya müziklerini ve danslarını tanıma fırsatı bulur. Bulgaristan, Malta, İngiltere, Almanya, Eski Yugoslavya, İtalya, Arnavutluk, ABD, Hollanda, Belçika, İsveç, Norveç, Kazakistan, Kırgizistan, Özbekistan, Avusturya, İsviçre ve Fransa gibi ülkelerde verdiği konserlerle de müziğini dünyaya tanıtır.

1981 yılı artık onun için profesyonel müzik yaşamının başlangıcı olur ve bu yılda TRT’ye ses sanatçısı olarak girer. Bu dönemde nota, halk müziğinde yöreler, makamlar, batı armonisi, halk edebiyatı, sahne estetiği, tiyatro, şan, halk oyunları gibi konularda eğitim alır. TRT ve Kültür Bakanlığı arşivlerine türkü notalayarak da oldukça ciddi bir katkı yapar.

1987’de Serap Ezgü (Paköz) ile yaptığı evlilikten kızı Ceren dünyaya gelir. Bu evlilik 1999’da noktalanır.

1990 yılında “İlvanlım” türküsü ile “Yılın Derlemesi” ödülünü alır. “İlvanlım” dışında, “Bedirik”, “Yaban Gülü”, “Şeker Almaya geldim”, “Sanatçıya Sitem”, “Nazar Değmesin”, “Alına da Gülüne” ve “Sevdan” sanatçının halk müziği dinleyicilerine armağan ettiği en popüler derleme ve besteleridir. Bu besteler ve bunların dışında bir çok bestesi aynı zamanda Türk Halk Müziği arşivlerine kazandırılmış önemli katkılardır.

1994 yılında Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde halk müziği dersleri vererek de yaşamına hoş bir renk katar.

Bu dönemlerde yorumculuğun yanında televizyon programcılığına da başlar ve 1995 yılında Serap Ezgü ile birlikte TRT televizyonuna hazırladıkları “Ankara Rüzgarı” isimli program Magazin Gazetecileri Derneği’nin “Tüm Kanalların En İyi Müzik Eğlence Programı” ödülüne layık görülür. Yine aynı yıl İsveç’te düzenlenen “Sevgi” konulu yarışmada “Yunus” isimli bestesi ile “Juri Özel Kompozisyon Ödülü”nü alır.

1997 yılında TRT’den ayrılıp İstanbul’a yerleşir ve hayatını bu kentte idame ettirmeye devam eder.

Müziğe katkıları, Sümer Ezgü’ye 1998 yılında Motif Dergisi’nin verdiği “Halk Müziği Teşvik” ödülünü de kazandırır. Bundan bir sene önce çıkarttığı albümünde; “Zaten yalın ve duru olan türkülerimizi, sömürmeden, dürüstçe sunuyoruz. Sıcak……İçten” diyerek halk müziğine bakışını anlatıyordu dinleyicilerine…

1999 yılında hazırlayıp sunduğu “Nazar Değmesin” adlı program ile İstanbul Milli Eğitim Vakfı’ndan 1999 “Program Ödülü” nü kazanır. Sümer Ezgü halen 1999 yılında seçildiği telif hakları mücadelesi veren Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Birliği (MESAM) ‘nde yönetim kurulu üyeliği görevine de devam etmektedir.

Yıllar geçip de beraberinde birçok otantik motifi götürürken, Sümer Ezgü’nün zengin renkleriyle güzelim Anadolu kültürüne müzik ve halkoyunları alanında yaptığı katkılar ne belleklerimizden ve ne de arşivlerimizden silinip gidecek gibi değil…Son albümünde anlatıyordu bunu “Bir sevdadır türküler…..” ile… Evet bu kadar hayatın kendisi, bu kadar sevdanın kendisi silinip gitmeyecek olan…
Milliyet Gazetesi’ndeki yazının devamı Sümer Ezgü’nün hayatının özet cümlesi olarak kalacak; “Bu hayat renkli değil mi? Rengarenk!….”


feridun şavlıFeridun Şavlı

Feridun Şavlı (1953, Burdur – Aralık 1996, İstanbul) Türk sinema sanatçısı.
“Hababam Sınıfı”ndaki “domdom” karakteri ile tanındı ve bu eserin vazgeçilmez oyuncularından biri oldu. Önce bir trafik kazası geçirmiş ve kolunu kaybetmiş, birkaç yıl sonra da kalp krizi geçirerek vefat etmiştir.
Elmalılı Muhammed Hamdi YazırElmalılı Muhammed Hamdi Yazır

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, (d. 1878, Elmalı – ö. 27 Mayıs 1942, İstanbul), Türkçe Kur’an tefsirlerinden birini telif etmiş din adamı, tercüman ve hattat.

1878’de Antalya’nın Elmalı kazasında doğdu. Ailesi aslen Burdurlu olup, babası Hoca Numan Efendi’dir. Numan Efendi daha küçük yaşlardayken Burdur’un Gölhisar kazasının (Yazır Türkmenleri nce kurulmuş) Yazır köyünden ayrılarak Elmalı’ya gelmiş, tahsilini orada tamamlamış, Şeriye Mahkemesi başkâtibi olmuştur. Annesi Elmalı alimlerinden Esad Efendi’nin kızı Fatma hanımdır.
Sanatçı Okan Bayülgen de Muhammed Hamdi Yazır’ın akrabasıdır.

 

ibrahim zeki burdurluİbrahim Zeki Burdurlu

1922 yılında doğan ozan ve yazar İbrahim Zeki Burdurlu, ilköğrenimini Burdur’da, ortaöğrenimini İstanbul Erkek Öğretmen Okulunda, yükseköğrenimini Gazi Terbiye Enstitüsünde tamamladı (1948). Lise ve Eğitim Enstitülerinde Türkçe, edebiyat öğretmenliği yaptı. Ülkü dergisinde (1941-1945) yayımladığı şiirlerle, halk şiir geleneğini yeni beğeni koşulları ve anlayışıyla zenginleştirme çabası gösterdi. İlk kitabı 1945’te basılan Toprak İnsanları’dır. Sanat ve Edebiyat, Millet, İstanbul, Fikirler, Şadırvan, Su, Hisar, Varlık dergilerinde yayınlanan şiir ve araştırmalarının yanı sıra masallar ve oyunlar da yazdı.

27 Temmuz 1984’de İzmir’de hayata veda etti.

Eserlerinden Bazıları: Toprak İnsanları (1945), Toprağın İçindeki Toprak (1946), Burdur’daki Mahallemiz (1947), Keloğlan (1949), Basık Tavan (1950), Bir Köyden Bir İnsan (1951), Lefkoşe (1953), Minnacık Ada (1954), Günaydın Yavru Kıbrıs (1959), Atatürk’üm (1959), gibi şiir kitapları ile Uygulamalı Yeni Kompozisyon (1965), Uygulamalı Cümle Çözümlemeleri (1967), Reşat Nuri Güntekin (1971), Dil Bilgisi Açısından Yapıtlarımız (1974) gibi incelemeleri bulunmaktadır.

----- REKLAM -----