BUTSO Başkanı Yusuf Keyik, gündemde yer alan “Dershanelerin kapatılması” konusunda basın açıklaması yaptı. Keyik: “Dershanelerin kapatılması doğru değil; en azından şu aşamada doğru değil” dedi.
Burdur Ticaret ve Sanayi Odası (BUTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Keyik, son günlerde yeniden gündeme gelen “Dershanelerin kapatılması” konusunda bir basın açıklaması yaptı. “Dershanelerin kapatılması doğru değil; en azından şu aşamada doğru değil” diyen Başkan Keyik şunları söyledi:
Ne hikmettir bilinmez. Hükümet çevrelerinden gelen ‘Dershanelerin Kapatılması’ konusu, yeniden gündemi işgal etmeye başladı. Hükümetin, 2012 Eylül-Ekim aylarında gündeme getirilen ve toplumdan büyük tepkiler alan bu konuya ilişkin; Burdur Ticaret ve Sanayi Odası olarak, ilgili tarafları 11 Ekim 2012 tarihinde bir araya getirerek, değerlendirmiştik.
O tarihte, Oda Yönetim Kurulu Başkanı olarak Başkanlığımda; Körfez Dershanesi’nden Alaettin Özgül, Uğur Dershanesi’nden Hurşit Çetin, Türk Eğitim Sen’den Orhan Akın, Milli Eğitim Müdürlüğü’nden Orhan Kemerkaya, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nden Huriye Deniş Çeliker ile bir araya gelmiş ve “Dersanelerin kapatılmaması” şeklindeki değerlendirme raporumuzu, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı R. Tayip Erdoğan, M. Eğitm Bakanı Prof. Dr. Ömer Dinçer ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na resmi olarak bildirmiştik.
DERSHANELER
Geçen yıl yaptığımız tespitlerde; kaldırılması düşünülen 4 bin 55 adet Dershane ve bu dershanelere bağlı 50 bin 209 Öğretmen, yaklaşık 20 bin yardımcı personel ve geleceklerini özel dershaneye bağlamış 1 milyon 234 bin 738 öğrenci, gibi bir tablo ortaya çıkmıştı. Bu tablo üzerindeki değerlendirmelerimiz ve Ülkemiz eğitim şuralarında; “Dershanelerin bir ihtiyaçtan doğduğu, o sebeplerin ortadan kalkmadığı ve henüz kaldırılmaya hazır olmadıkları görüşü büyük ağırlık kazanmıştı. Ortaya çıkan bu görüşler, kamuoyu ile de paylaşılmıştı.
Şimdi bizler yeniden soruyoruz; bir yılda ne değişti de Dershanelerin kapatılması gündeme tekrar getirildi? Anasınıfı ve İlkokuldan Lise sona kadar, Hükümetin tüm çabalarına rağmen, Ülke çapında eğitim kalitesi ve eğitim eşitliğinde, hissedilir şekilde bir değişiklik olmadığı ortadadır.
Geçen yıl yine öğrenci kıyafetleri konusunda yapılan yanlış bir konu gündeme getirilmiş, halkın ve Oda olarak bizim de tepkimiz ile doğru noktaya dönülmüştü. Kıyafet konusundaki olumlu gelişme ve orta öğretimdeki 4+4+4 şeklindeki değişikliği olumlu bulmakla birlikte; anlamakta zorluk çektiğimiz “Dershane Kapatma” konusunun yeniden gündeme getirilişinden Milletin istikbali açısından çeşitli endişeler duymaktayız.
EĞİTİM-ÖĞRETİM
Öncelikle şunu belirleyelim ki; “Eğitim-Öğretim” diye ifade edilen sistemimiz, sadece ‘Ezberci Öğretim’den ibarettir. Millet kültürü, ahlakı ve karakteristiği prototipine göre bir “Eğitim” yapılmamakta ve kavramları karışık, her türlü istismara açık bir dünya vatandaşı yetiştirildiği de ortadadır. Bilgileri Batı kaynaklarından olan bir öğretime dayanan ve eğitim fonksiyona geçilemeyen sistemin, bu hayati konusu ortadayken ve bu boşlukla ilgili de ‘Rehberlik’ şeklinde bir katkı sağlayan Dershanelerin kapatılmasını istemek, akıllıca bir politika değildir.
ÖĞRETMEN KONUSU
Eğitimi ve kalitesini belirleyen faktör, hiç kuşku yok ki; öncelikle öğretmen ve dolayısıyla öğretmen yetiştiren okullar konusudur. Dershanelerin önemini azaltacak şekilde; Öğretmen okullarındaki ezbere yönelik donanımın, bilginin yanında, öğretmenlik mesleğini özel kılan kültür, moral, ideal, Millet ve insan sevgisi gibi hasletlerle de özel donanım kazandırır hale getirilmelidir. Her kademedeki Öğretmen, pedagojik formasyonun yanında, Milletimize mensubiyet duygusu yüksek, örnek prototipte karakteristik özelliklere sahip, özel insan olarak yetiştirilmelidir. Aksi takdirde; terör malzemesi, suç makinesi insan, içki, kumar, uyuşturucu kullanan, kişiliksiz, mesleksiz, her türlü suça yatkın, evliliğini sürdüremeyen, aile müessesesini yıpratan, güvensiz insan tipi artış oranlarını aşağıya çekemeyiz.
Ayrıca eğitim sistemimiz, sadece diplomalı insan yetiştirmenin yanında, nitelikleri yüksek insan konusunu da gerçekleştirmelidir.
Dolayısıyla; ne sözü dinlenir Büyük Türkiye, ne nesli muhafaza gibi emellere ulaştıracak beşeri faktör sağlanamaz.
Dershaneler, serbest rekabet sistemi içinde, Milli Eğitimin henüz ortadan kaldıramadığı zafiyetleri ve eksiklerini giderecek şekilde işlev görmenin yanında; üniversitelere girme konusunda fırsat eşitliğini sağlama, öğrencileri Milli Eğitimin amaçları yönünde kontrolde tutma gibi işlevleri de yerine getirmektedir. Dershanelerin ekonomi ve istihdam konularındaki kazanımları ise; kaybedilmesi halinde büyük sarsıntılara götürecek boyutlardadır.
KAYGILAR
Halkımızın da kanaatleri olarak ifade ettiğimiz bütün bu gerçekler üzerinde, hiçbir Hükümet yetkilisi, bu güne kadar anlaşılır bir izah getirmemiştir. Hükümet, yeterince anlaşılır olmayan bu konu ile kamuoyundaki tepkilerin de ortaya koyduğu gibi, dünyanın en kaliteli ve takdir toplayan eğitim hareketine zarar verme düşüncesinde olduğunu akla getirir ki; bu durum, büyük hedefler üzerinde yürümekten dolayı rahatsız olan ve Hükümetle Hizmet hareketini çatıştırma fırsatı arayan Beynelmilel güçleri de sevindirir.
Dolayısıyla Hükümetimiz, halkta çeşitli tereddütler çağrıştıran, Dershanelerin kaldırılması yönündeki ısrarından vazgeçmeli ve gündemden kaldırmalıdır. Daha önce de söylediğimiz gibi; Eğitim Sistemimiz, dershaneleri aratmayacak duruma geldiğinde, zaten bu dershaneler kendiliğinden kapanacaktır.
