16°
CHP Genel Sekreteri ve İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil, “30 Mart yerel seçimleri Türkiye’ de demokrasinin karartılan gücünün anahtarı olacaktır” dedi.
CHP Genel Sekreteri Tamaylıgil, CHP Burdur İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında hükümetin başı olmakla görev almış kişilerin meclis çatısı altında çeşitli dönemlerde zorbalığını yaşadık gördük tanık olduk. Bunları ne Türkiye hak ediyor. Ne de nüfus ortalaması 25-28 genç olan genç bir ülkenin yarınlara umutla bakan gençleri hak ediyor. Hükümetin başı olarak görev almış kişilerin yanlış ilkeleri tamamen temel siyasi ahlak ilkelerinden uzak yönetim modelleriyle idare edilir noktaya gelmiştir.
Bir örnek vereceğim yönetimin ve siyasi ahlakın üç temeli vardır. Bunlardan birisi iyi düşünmektir ikincisi iyi söylemektir, üçüncüsü ise iyi yapmaktır. Ancak bu gün Türkiye’yi yönetenler bu üç siyasi ahlak noktası dışına çıkmışlardır. Bir ülkenin ilerlemesi ve toplumun tüm bireyleriyle beraber refahı paylaşması ve bunu paylaşarak zenginleşmesiyle olur. Eğer bu ülkeyi yönetenler kendi ve çalışma arkadaşlarının gelecekleri ve ona kurgulanmış refah hedefi ile hizmet ediyorlarsa artık bu ülkede yürütmenin başı olmak hükümetin de başı olmak meşruiyetini kaybetmişlerdir. Birde kendilerine olması gereken, dünyanın her ülkesinde böyle bir örneğin en ufak çaplısı ortaya çıksa yapılması gereken sorumluluğu hatırlatmaya her gün söyleyeceğiz ülkenin hangi noktaya hangi karanlığa götürüldüğünün hesabını soracağız.
Bu gün Türkiye’nin gündeminde ayakkabı literatürü var. Bu gün Türkiye’nin gündeminde 700 bin dolarlık saatler oturdu. Bu gün Türkiye’nin gündemine yargıya müdahale için talimat veren hükümetin başı oldu. Bu gün baktığınızda Danıştay’ın başkanı seçilirken kendisinin Türkiye’yi yönetmekle görevli kişilerin başı olma yargının tek hakimi olma hedefiyle, yönlendirici olma kayıtları ortaya çıktı. İnkar mı! ediyor hayır kabul ediyor bu kabul ediliş varken yapılan yanlışların hesabını vermek yerine neden ben dinlendim diye hesabını sormaya kalkmıştır. Türkiye bu yapılan yanlışlıkları, hukuksuzlukları tek, tek görüyor ve yaşıyor bir söz var adaletsizliği işleyen çekenden daha zor durumdadır. Bu gün Türkiye de adaletsizlik, hukuksuzluk ve maalesef demokrasinin gücünü kesmeye çalışan bir anlayış vardır.
Bu gün Türkiye de bir medya patronu haber yaptı diye çağırılıp ağlatılacak noktaya gelinmiştir. Medyanın Anayasa’da ki tanımına baktığınız da çok net olarak görülecektir ki tanımı; basın hürdür özgürdür ve sansür edilemez denilmektedir. Anayasa tanımaz kendi anayasa hedef ve ilkelerini oluşturma uygulama çabasında olanlar Türkiye de idari yapının başında erk sahibi olamazlar. Güç sadece kendi menfaatleri için kullanılacak bir noktada değerlendirilemez. ve şu acıdır ki bu gün ülkemizde maalesef yargı, yasama ve yürütme önemli demokrasi işlevleri olarak var olması gerekirken tek bir elin altında birleştirilme hevesindedir. Yaşamada ise yürütmeye hizmet etmekte üzeredir son dönemde yapılan hızlandırılmış torba yasalar ve değiştirilen yasa çalışmalarıyla yargı tek bir gücün elindedir. Bakıldığında ise hükümetin yargısı hükümetin istihbaratı medya ise hükümetin medyası olmuştur. Diktatörün Türkiye’si yaratılmaya çalışılmaktadır.
Bu nedenle 30 Mart seçimleri çok önemlidir. Arkasından yaşanan gelişmeler Türkiye de milli iradenin ortaya koyduğu kararlılığı bize göstereceği aydınlık geleceği olacaktır. Geçtiğimiz yıl sadece demokrasi diyen sadece özgürlükler diyen o ruhu paylaşmak için meydanlara çıkan gencecik çocukları vardı. Bu çocuklarımız hayata veda etti bir kısmı ise gözünü kaybetti. Demokrasi ve özgürlük mücadelesinden vazgeçmedi bu çocuklarımız o dönemde terörist ilan edildi. Bu çocuklarımızın sosyal medyada ortaya koydukları paylaşımlarından birileri rahatsız oldu. Dün akşam büyüklerin başı olarak fikir beyan etmiş ben ilgili kanalları kapatacağım demiştir.
