MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Zuhal Topçu, MHP Burdur Belediye Başkan Adayı Nadir Özcan’a destek vermek üzere Burdur’a geldi…
MHP İl Binası’nda basın toplantısında Zuhal Topçu açıklamalarda bulundu.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Zuhal Topçu’nun basın toplantısında MHP Burdur Belediye Başkan Adayı Nadir Özcan, MHP Burdur İl Başkanı İbrahim Sakızcı, MHP parti yetkileri ve çok sayıda MHP’li katıldı.
Topçu açıklamasında AK Parti iktidarına yüklendi. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti yerine Ak Partinin kurmaya çalıştığı aslında Recep Tayip Erdoğan’ın iktidarıyla adlandırılan bir yapıyı tesis etme çalışmaları vardır. Şu anda bütün yapıları kendisi ailesi ve yandaşları için kurma çalışma, tesis etme kurallarından oluşan yönetim tarzı geliştirildi. Bunu artık modern diktatörlük olarak da ifade edilmektedir.şimdi baktığımız da bütün devletin temel kurumları derken değerleri de altüst ediliyor dün biliyorsunuz dün 8 Mart Dünya kadınlar günüydü. Şimdi baktığımız da bütün insanlık değerlerinin yok edildiğini görebiliyoruz. Son iki ayda 27. Kadının katledildiğini görebiliyoruz bu iktidarla birlikte bu gün 8 Mart dünya kadınlar günü ama bunu insanlık adına yüz karası olarak görmek istiyorum. 11 yıldır aile kavramı yerle bir edildi. Aileler günlük yaşamındaki giderlerini karşılayamadıkları için aileler ciddi sıkıntılar içinde cinnet hali geçirmektedirler.
HALKA VERDİKLERİ SÖZÜ TUTMADILAR
AKP iktidarı gelmeden önce başbakan meydanlarda üç şeyle mücadele edeceklerini söyleyerek politika yaptı. Bunlardan birisi yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklardı. Ama gördük ki şu anda bütün bu kavramların içini boşalttığını ve kendisi bu kavramları yeni tanımlar haline getirdiğini görüyoruz. 17 Aralık yolsuzluk soruşturması ile gündeme gelen AK Parti İktidarının artık sırtına yapışmış olan yolsuzluk ile başlamak istiyoruz. 17 Aralık süreci AK Parti iktidarını bütün neye yatırım yaptığını ise gözler önüne sermiştir. Demek ki AK Parti iktidarı bütün milleti veya bu devlet üzerine değil di kendi iktidarı üzerine yatırımlarını yapmıştır. 17 Aralık süreci ile de bunlar açığa çıkmaya başlamıştır. İşte görüyoruz neye yatırım yaptılar. Dört bakının 3 bakın çocuğunun ve kendi çocuklarının kurmuş oldukları vakıflar ile akrabalarının müdahil olduklarını görebiliyoruz. Bir taraftan hem yolsuzluk ve yoksulluk ile mücadele etmek için gelirken yolsuzluğu kendiniz için yapıyorsunuz birde tanım geliştiriyorsunuz. Rüşvettin bile tanımını yaptı. Bir başbakan bir iktidar bu seviyeye düşmemeli bu seviyenin tanımı yok artık gerçekten tanımlanamıyor yani Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinde tanımlanamayan böyle bir seviyesizlik yok artık.
BU İKTİDAR AHYAKEN VE SİYASETEN ÇÖKMÜŞTÜR
Bu iktidar ahlaken çökmüştür. Bu iktidar siyaseten çökmüştür.Artık gitmesi gerekiyor bu iktidarın kendi iktidarlarını kurabilmek için 17 Aralık sürecini ortaya çıkartan bütün savcılar sürülmüşlerdir yerleri değiştirilmiştir bütün emniyet mensupları sürülmüştür hatta bir hafta önce birini atıyorlar bir hafta sonra görevden alıyorlar.bu sürece bir mağdur edebiyatı üzerinden savunma getirirken paralel bir devlet olarak dillendirilmeye çalışılmıştır. Ama paralel diye ifade ettiklerine baktığımızda 11 yıldır kendileri ile beraber hareket ettikleri beraber ıslandıkları beraber yürüdükleri beraberce yiyip içtikleri bütün kurallar koyduğu bir şeyden geliyor eğer bir suçlu varsa bu AK Parti iktidarıdır 17 Aralık süreci şu anda kendilerine de dokunduğu için bağırmaya başladılar. Eğer bir suçlu arıyorlarsa bir paralellik aranıyorsa genel başkanımızın da dediği gibi aynaya bakmaları yeterlidir. Bizzat aynaya baktıklarında suçlunun kendisi olduklarını göreceklerdir. Yoksullukla mücadele dediler yoksulluk ile mücadeleye baktığımız da Türkiye de bütün vatandaşların iyice yoksullaştığını gördük. Artık açlık sınırında geçim derdine düşmüş insanların % 50’nin üzerinde olduklarını biliyoruz. İstatistikler bunu veriyor hele son bir yılda cebimizden bulunan paranın değerinin %30’dan fazla azaldığını biliyoruz.
BAŞÖRTÜSÜ KONUSUNDA SAMİMİ DEĞİLLER
Yasaklar deyince de 2002 öncesinde de neyi ifade etmeye çalıştığını biliyorsunuz. Yasak olarak da neyi göndü gerçekten de bizim Türk toplumuna baktığınızda milliyetçi muhafazakar bir yapımız var. Onun içinde değerlerimiz çok önemlidir bu inançların tam anlamıyla yaşanabilmesi için de 45 yıllık bir parti olarak geçmişten geliyoruz. Bu inanç ve felsefe dünyamızdan oluşmaktadır. Ama bunların özellikle de AK Parti iktidarının kullandıkları söylemlere baktığınız da bu milletin inanç dünyasının sömürüsünü yaparak gelmişlerdir. Ve hala da bunu yapmaya çalışıyorlar ama ellerindeki malzeme bitti. Özellikle baş örtüsü konusunu gündeme getirdiler burada da yine bu milleti yine ne kadar zaafa uğrattıklarını sömürdüklerini gördük. MHP Olarak 2008 yılında genel başkanımızın baş örtüsü ile ilgili olarak yaptığı çağrı AK Parti iktidarı tarafından bir karşılık bulmamıştır. 2011-2012 yılında 4+4+4’ile getirilen yasada MHP’nin özellikle baş örtüsü sorunu olarak getirdiler ve yine kendileri bizim getirdiğimiz baş örtüsü ile ilgili verdiğimiz önerge AK Parti iktidarı tarafından reddedilmişti, ama ne oldu da 2013 başında ne oldu da hiçbir yasa değişikliği yapmadan girebilirsiniz dendi demek ki bunların inanç dünyasının arka planında İslami motiflerin değeri seçimlerde kullanılan siyasi bir simge olmaktan öteye değer taşımadığı anlaşılmaktadır. Eğer gerçekten inanıyorlardıysa bunu neden iktidara geldiklerinde hemen çözmediler. Yasaklar denildiğinde AK Parti iktidarı tarafından seçimler öncesinde mecliste arka arkaya torba yasalarla yasakları getirdiler.
Hükümet tarafından İnternet yayınlarına getirilen yasaklardan da bahseden MHP Genel Başkan Yardımcısı Zühal Topçu seçim sürecine girilmesine kısa bir süre kalmasına rağmen meclisin çoğunluğu olmadığı halde geçirdiler. Televizyonlarda yayınlanmayan bazı görüntüler internette yayınlanmasının daha kolay olması nedeniyle yapılmıştır. “alo fatihler” bakanların çocuklarının yolsuzlukları gibi birçok yolsuzluk olayları ortaya saçılmaması için önlem aldıklarını sandılar. Ne yaparlarsa yapsınlar bu yüreklere pranga vuramazlar ama açtıkları yaralar toplumda kolay kapatılamayacaklardır.
BURDUR İLK ADIM GAZETESİ
